Skolyoz
Skolyoz Nedir?
“Skolyoz” adı verilen omurga eğriliği, omurganın sağ ya da sol tarafa doğru eğilmesi ile karakterize olan ve genellikle büyüme çağında tanısı konulan ortopedik bir rahatsızlıktır.
Normal ve sağlıklı omurgada, omurlar arkadan bakıldığında yukardan aşağıya yani boyun, sırt ve bel bölgelerinde düz bir hat şeklinde uzanır. Skolyoz olduğu durumlarda ise omurlar sağa veya sola doğru yer değiştirir ve aynı zamanda kendi eksenleri etrafında döner. Bu nedenle üç boyutlu bir deformite (şekil bozukluğu) görülür.
Farklı nedenlere bağlı olarak gelişen skolyoz, hareket kabiliyetinin kısıtlanması ve hastalığın beraberinde getirdiği çeşitli semptomlar sebebi ile tedavi edilmediği takdirde kişinin günlük yaşamını ciddi ölçüde etkileyebilmektedir. Hastalık tek başına ortaya çıkabileceği gibi kifoz ya da kamburlukla birlikte de görülebilir.
Nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte serebral palsi gibi rahatsızlıklar nedeniyle ortaya çıkması yanında, doğumsal ya da sonradan medyana gelen skolyoz hastalığına; vitamin eksiklikleri, diyabet, omurga yaralanmaları, enfeksiyonlar ve kalıtsal faktörler de neden olabilmektedir.
Skolyoz Belirtileri Nelerdir?
- Bel veya sırt bölgesinde asimetri
- Bir omzun diğerinden daha yüksek olması
- Arkadan bakıldığında bir kürek kemiğinin diğerinden daha çıkık veya belirgin olması
- Bir bacağın diğer bacaktan daha uzunmuş gibi görünmesi
- Gövde veya göğüs kafesinin bir tarafa kaymış görünüşü
- Kişi öne doğru eğildiğinde gövdenin bir tarafındaki kaburgaların diğer tarafa göre daha yüksekte kalması
Skolyoz Dereceleri & Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Skolyoz tanısı omurga eğriliğinin derecesine bakılarak konur. Ayakta çekilen röntgen filminde ön-arka ve yandan görüntü alınır. Omurganın görüntüsüne göre eğrilik, bir açı olarak derece cinsinden ölçülür. Skolyoz derecesini ölçen açıya “cobb açısı” denir.
Skolyoz Dereceleri nelerdir?
– 10 derecenin altındaki eğrilikler skolyoz değil, asimetri olarak tanımlanır. Skolyoz tanısı için eğriliğin 10 derece üzerinde olması gerekir.
– Omurgadan birden fazla eğrilik varsa tek bir skolyoz derecesinden değil skolyoz derecelerinden bahsetmek gerekir.
– Omurgada sık görülmeyen eğrilik varsa (ör. göğsün sol tarafındaki eğrilik) veya diğer belirtilerin varlığında MR ve diğer ek incelemeler kullanılır.
– Skolyozun ölçümünde skolyometre isimli bir ölçer de kullanılır. Ancak eğrilik değil eğriye eşlik eden rotasyonun (dönmenin) derecesi belirlenir.
– Skolyometre sonucu da derece ile ifade edilir ancak skolyoz derecesinden farklıdır. Filmde ölçülen derece eğikliği, skolyometre ile ölçülen derece ise dönüklüğü gösterir.
Derecelere Uygun Tedavi Yöntemleri:
– 20 derecenin altındaki eğriliklerde hasta yakın takip edilir ve eş zamanlı olarak kendisine sırt & bel egzersizler yapması ve yüzmesi önerilir. Bu derece altında herhangi bir girişim (korse tedavisi ya da cerrahi) yapılmaz.
– Skolyoz derecesi 20-40 derece arasında ve büyüme potansiyeli olan kişilerde öncelikli olarak korse tedavisi tercih edilebilir.
– Skolyozun derecesi 40 dereceden fazlaysa ise skolyoz ameliyatı gündeme gelir.
– Tedavi kişini yaşı ve ilerleme durumuna göre değişkenlik göstermektedir. Skolyozun ilerleme potansiyeli, büyümenin durmuş olup olmadığı tedavi kararını etkiler. Örneğin 9 yaşında, 30 derece eğriliği olan çocuğun tedavisi ile 20 yaşında, 30 derece eğriliği olan gencin tedavisi farklıdır. Çocuk ne kadar küçük olursa, eğriliğin ilerleme potansiyeli o kadar yüksek seyreder
– Büyüme çağındaki bir çocukta sırttaki eğrilik 40 derecenin üzerine çıkmışsa beldeki eğrilik 35 derecenin üzerine çıkmışsa bu çocuklarda mutlaka ameliyat önerilir.
– Büyümesini tamamlamış kişilerde sırttaki eğrilik 50 derecenin üzerinde, beldeki eğrilik 40 derecenin üzerindeyse, büyüme durmuş olmasına rağmen zaman içinde bu eğriliklerin ilerlediği bilindiği için ameliyat önerilir.
Skolyozun Türleri Nelerdir?
– İdiopatik skolyoz (Nedeni bilinmeyen skolyoz)
– Sebebi tam olarak aydınlatılamayan en sık görülen skolyoz türüdür.
– Omurgada yana doğru eğilme ‘S’ veya ‘C’ şekilli olabilir. Yana doğru eğilme dışında omurların kendi etraflarında dönmesi de en hafif formlar olarak görülebilir. Omurlarda meydana gelen bu dönme sırtta ya da bel bölgesinde asimetrik çıkıntılar oluşmasına sebep olur.
– Nöromusküler Skolyoz
– İkinci en sık görülen skolyoz tipidir.
– Kas veya sinir hastalıkları nöremusküler skolyozun temel sebeplerinden sayılabilir. Sinir hastalıkları beyin ve omurilikten kaynaklanabilir; kas hastalıkları ise çocukluk ve daha ileriki dönemlerde görülebilir.
– Hastada solunum sıkıntısı ve duyu kusurları idiopatik skolyoza göre daha belirgindir.
– Solunum problemleri, iletişim bozuklukları, duyu kusurları ve epileptik nöbetler gibi nedenlerden ötürü tedavi sürecinde skolyoz korsesi kullanılmayabilir.
Tedavi Yöntemi olarak; skolyozun bu türünde cerrahi müdahale için daha küçük yaşlar tercih edilebilir ya da füzyon tedavisi uygulanabilir.
– Konjenital Skolyoz
– Anne karnındaki çocuğun gelişimi sırasında ortaya çıkan omurga anomalilerine bağlı bu skolyoz türü sıklık olarak üçüncü sırada görülen bir türdür. İlk yıllarda gösterdiği hızlı ilerleme sebepli erken dönemde ortaya çıkar ve hastalığın tanısı sonrası tedavi sürecinde küçük yaşlarda cerrahi müdahale söz konusu olabilir.
– Bunların dışında, nörofibromatozis, çeşitli romatizmal hastalıklar, osteogenezis imperfecta, marfan sendromu, Ehler Dsanlos gibi çeşitli bağ dokusu hastalıkları, omurga kırıkları, omurga enfeksiyonları, Morquio, Gaucher hastalığı gibi çeşitli metabolik hastalıklar ve bazı genetik sendromik hastalıklar skolyoza neden olabilir.
– Doğuştan Skolyoz
(Konjenital spinal deformite)
– Konjenital, doğuştan itibaren var olan ve herhangi bir hastalıkta problemin anne karnında iken oluştuğunu ifade etmek için kullanılır. Deformite ise yapısal şekil bozukluğudur. Yani konjenital spinal deformite terimi, anne rahminde iken oluşan ve yaşla birlikte ilerleyen omurga şekil bozukluklarını ifade eder.
Anne rahmindeki çocuğun omurga gelişimi, organlarının gelişimi ile birlikte ilk üç ayda tamamlanır. Bu süre içinde omurga yapısının anormal oluşması veya birleşik kalması sonucunda omurların büyümesi/gelişmesinde asimetri durumu görülebilir ve bu sebeple eğrilikler gelişir. Görülen şekil bozukluğunun tipi anormal omurun omurga kolonunun neresinde ve hangi yönüne doğru yerleştiğine bağlı olarak değişiklik göstermektedir.
Neden oluştuğunu henüz tam olarak açıklanamayana konjenital skolyozun genelde kalıtsal olduğu düşünülmez. Fakat kalıtsal olabilecek başka durumlarla konjenital skolyoz kalıtsal bir hastalığa eşlik edebilir.
Bu nedenle, sadece konjenital skolyoz bulgusuna rastlanan ve başka bir genetik bozukluğu olmayan bir çocuğun, ailesinde konjenital skolyoza sahip başka bir kardeş olma ihtimalinde artış olması söz konusu değildir.
Skolyoz Tedavi Yöntemleri:
Konjenital Skolyoz ve Tedavi Seçenekleri
– Kontrollü İzlem
– Hasta belirdi aralıklarla fiziki muayenelerden geçer ve çekilen röntgenlerle eğrilikte artış olup olmaması izlenir. Artış olmadığı sürece özel bir tedavi verilmeden iskelet sistemi olgunluğa erişene kadar devam eder (cerrahi tedaviden sonra da yapılmalıdır).
– Cerrahi Tedavi
– Büyüme çağında olan bir çocuktaki konjenital spinal deformitenin tedavisi için uygulanan cerrahi tedavilerin çoğunluğu omurga füzyonu yapmadan ya da kısıtlı bir alana füzyon yaparak eğrilik kontrol altına almak üzeredir.
– Kısıtlı Füzyon Operasyonları
- Hemivertebrektomi
– Anormal omurun çıkartılması (hemivertebrektomi) ile eğriliğin ortadan kaldırılması mümkün olan operasyondur.
– Ameliyat sonrası 3 ila 6 ay arası gövde alçısı uygulanır.
2.Büyüyen Çubuklar ile Eğrilik Kontrolü
Çok küçük yaşta konan ve hızlı ilerleme göstermeyen çocuklarda eğriliğin uygunluğu göz önünde bulundurularak füzyon yapmadan eğrilik olan bölümün üst ve alt kısmına konan vidalarla birleşen çubuklar ile düzeltme yöntemi kullanılabilir.
– Erişkin yaşa gelene kadar 6 ayda bir periyodik uzatmalara eğrilik kontrolü yapılır ve erişkin yaşta füzyon işlemi uygulanabilir.
– Küçük çocuklar için sistemin bu şekilde olmasının sebebi büyüme çağında olması sebepli büyümenin korunmasına özen gösterilmesi ve gövdenin kısa kalmasının önlenmesi/akciğer & göğüs kafesinin normal boyutlara ulaşmasına müsaade etmektir.
– Yakın zamanda uygulanmaya başlanan manyetik çubuklar sayesinde de tekrarlanan ameliyatlara gerek kalmadan poliklinik şartlarında çubuklar uzatılabilir.
- Göğüs Kafesini Genişletme Operasyonu (VEPTR)
– Bazı konjenital skolyozlu hastalara kaburga anormallikleri eşlik edebilir ve hastada yetersiz göğüs gelişimi gözlemlenebilir. Bu bulguların olduğu çocuklarda göğüs kafesine yerleştirilen çubuklarla hem göğüs kafesindeki anormalliği düzeltmek hem füzyon yapmadan eğrilik kontrolü sağlanması hedeflenir.
– Bu hastalarda da 6 ayda bir periyodik uzatmalar yapılması gerekebilir.
- Enstrümantasyon ve Füzyon, Osteotomiler
İhmaller sebepli açısı 70 – 80 derece üzerinde olan skolyozlar tedavisi en güç olan skolyozlardır. Bu eğriliklerde deforme omurganın çıkartılarak veya çıkartılmadan düzeltilmesi ve omurların titanyum çubuk ve vidalarla tespiti gerçekleştirilmektedir.
Özellikle 10 yaş altında görülen ve küçük yaşta başlayan skolyoz, büyük çocuk skolyozundan farklı özellikler gösterir. Skolyozun ilerlemesini belirleyen en önemli faktörlerden biri çocuğun fiziksel gelişim hızı olduğundan küçük yaşta başlayan skolyoz genellikle ilerlemeye devam eder.
Skolyozun cerrahi tedavisi, omurga büyümesinin durdurulması yani “füzyon” işlemidir.
Büyüyen çocuklarda omurganın kısa kalmasını engellemek için omurganın sabitlenmesi, hareketin yok edilmesi ve büyümenin durdurulması diye tanımlanan “füzyon” işleminin yapılması önerilmez.
Cerrahi müdahale;
– 5 yaşın altındaki çocuklara yapılırsa omurilik kanalının dar kalmasına,
– 8 yaşın altında yapılırsa akciğer gelişiminin bozulmasına,
– 10 yaşın altında yapılırsa göğüs kafesi gelişiminde bozulmasına ve özellikle gövdenin kısa kalmasına neden olabilir.
Ergenlik çağında; omurilik kanalı, akciğer, göğüs kafesi ve boy uzaması gibi gelişimlerin büyük ölçüde tamamlanmasından dolayı, füzyon işlemi çocuklarda yaşanabilecek sorunlara neden olmaz.
Küçük Yaşta Tedavi edilmeyen hastalarda, gelecekte;
– Akciğer ve solunum problemleri
– Kalp problemleri
– Yeti kayıpları
– Nadiren çok ileri deformitelerde omurilik basısı ve felç
– Psikolojik sorunlar
yaşanması mümkündür.
Küçük yaşta ortaya çıkan skolyozun tedavi seçenekleri çocuğun yaşına ve eğriliğin türüne ve yerine göre değişmekle birlikte genel olarak 3 başlık altında toplanabilir.
Bunlar:
– Gözlem
Konulan tanı sonrası omurgada görülen 20 derecenin altındaki eğriliklerde hasta doktor kontrolü altında gözlemlenir.
– Korse tedavisi
20 derecenin üzerinde görülen skolyozda büyük çocuklarda olduğu gibi küçük yaş çocuklarında da korse tedavisine başvurulabilir fakat 0-5 yaş aralığındaki çok küçük yaştaki çocuklarda korse uygulama zor olacağı için genel anestezi altında yapılan düzeltme, gövde alçıları gibi yöntemler tercih edilebilir.
40 derecenin üzerinde omurga eğriliği görülen büyük çocuklarda korse tedavisi uygulanmayabilir. Küçük yaştaki çocuklar için ise durum biraz daha farklıdır.
Küçük yaş skolyozunda korse tedavisi 60 dereceye kadar çıkabilmektedir. Amaç, omurga eğriliğinin ilerlemesini yavaşlatmaktır. 60 derece üzerindeki eğriliklerde ise yöntem olarak skolyoz ameliyatı tercih edilmektedir.
SKOLYOZ TEDAVİSİ YÖNTEMLERİ:
– Uzatılabilen Çubuklar Sistemi:
Çocuklarda korse yöntemi ile yapılan tedavi omurga eğriliğini durduramazsa, omurgaya yerleştirilen vida ve çubuk sistemleri ile füzyon işlemi uygulamadan eğrilik düzeltilmeye çalışılır.
Ancak omurgadaki büyüme devam edecektir. Bu durumun oluşturduğu olumsuzlukları ortadan kaldırabilmek için düzenli olarak (6 ayda bir) yapılan skolyoz ameliyatlarıyla omurgadaki çubuklar uzatılarak, büyümeyle oluşan eğriliğin düzeltilmesi amaçlanır. Bazı sistemlerde ise çubuklar manyetik uzaktan kumanda cihazı kullanılarak 2-3 ayda bir poliklinik şartlarında uzatılabilmektedir.
“Uzatılabilen çubuklar sistemi” tedavisinin ergenlik sonuna kadar devam ettirilmesi önemlidir. Kişinin büyümesinin azaldığı ya da durduğu zamana göre füzyon işlemine geçilebilir.
– Küçük Yaştaki Skolyoz Tedavisinde Füzyon
Uzatılabilen çubuklar sistemi büyüme çağında olan çocukların skolyoz tedavi sürecinde her zaman başarılı olmayabilir. Bu yöntemin başarılı olmadığı hastalarda eğriliğin ilerlemesine izin vererek gelişimsel durumlar göz önünde bulundurularak füzyonu ertelemek kötü sonuçlar doğurabilir. Bu sebeple daha çok “kısa ve düzgün bir omurga, uzun ve eğri bir omurgaya” tercih edilir ve erken dönemde kaçınılmaz olarak füzyon işleminin uygulanması mecburi olabilir.
Bunun dışında bazı durumlarda (Örn: Doğumsal skolyoz ve hemivertebra varlığında) çok kısa bir omurga bölgesine füzyon uygulanması ile tamamen düzelebilecek skolyozlar ile karşılaşmak mümkün, bu kısım için de yine uzun ve zahmetli bir süreç olan büyüyen çubuklar yerine kısa füzyon tercih edilebilir.
Bu durumda füzyon ancak kısıtlı bir alana yapılacağı için omurga ve göğüs kafesinin büyümesini ciddi bir şekilde etkileyemeyebilir. Bazı istisnai durumlarda ise “hibrid” yöntem dediğimiz hem kısa segment füzyon hem de büyüyen çubuklar bir arada uygulanabilir.
Özetle; küçük çocukluk döneminde ortaya çıkan skolyozda erken teşhis önemlidir ve çoğu zaman erken cerrahi müdahale gerekebilir. Erken cerrahi müdahale ise çoğu zaman büyümenin devamına izin verecek yöntemlerin uygulanması göz önünde bulundurularak planlama yapılır ancak sürecin ilerleyişine göre füzyon da tercih edilebilir.
Büyüyen çocuklarda tedavi zor ve zahmetlidir ancak erken teşhis edilen vakalarda çoğu zaman başarılıdır.
SKOLYOZ AMELİYATI
Cerrahi olmayan yöntemlerle eğriliğin ilerlemesinin durdurulamaması ve semptomların devam etmesi durumunda skolyoz ameliyatı kaçınılmazdır.
Özelikle günlük yaşamı etkileyen şiddetli ağrılar, bağırsak fonksiyonlarında görülen problemler ve kaslardaki güç kayıpları gibi semptomlardan şikayetçi olan hastalar için ameliyat doğru tedavi yöntemidir.
Gelişimini tamamlayan yetişkinlerde genellikle omurgayı sabitleyici operasyonlar uygulanmaktadır.
– Spinal füzyon; hastaların vücutlarının bir bölgesinden alınan kemiklerin yanı sıra metal çubuklar, teller ve vidaların omurga eğriliğini düzeltmek amacıyla kullanılması işlemidir. Özellikle 10 yaşın altındaki küçük çocuklarda ise füzyon ameliyatı tavsiye edilmemektedir. Bu çocuklarda eğriliğin durdurulması için özel olarak üretilen çubuklar kullanılmaktadır. Akciğer gelişimini olumsuz yönde etkilemeyen bu ameliyat çocuklar büyüdükçe tekrarlanmakta ve çubuklar uzatılmaktadır.
Ortopedi cerrahisinin uzun süren ve zorlu ameliyatlarından biri olan skolyoz ameliyatı ortalama 3-4 saat sürmektedir.
Cerrahi Müdahale Sonrası İyileşme Süreci
Okul çağındaki yaş grubu hastalarda yapılan operasyonu takip eden günlerde tüm durumların olağan ilerlemesi durumunda hasta, 5. günde hastaneden taburcu olabilir ve ortalama 3 hafta sonra tekrar günlük hayatına dönebilir.
Ameliyat olan hastaların 3 – 6 ay arasında yürüyüş dışında farklı bir spor aktivitesinde bulunması tavsiye edilmemektedir. Hastalar, aşırı öne eğilme ya da gövdeyi aşırı sağa-sola çevirme gibi hareketlerden kaçınmaya özen göstermelidir.
Bu iyileşme süreci erişkin hastalarda biraz daha yavaş olacak şekilde farklılık gösterebilir. Çocuk hastalarımızda olduğu gibi erişkin hastalarımızda da ameliyattan 1 gün sonra yürüyüş yapılabilmektedir. Hasta yaklaşık 1 hafta kadar hastanede yatış süreci geçirir ve sonrasında 6 hafta boyunca evde istirahat ederek iyileşme sürecini sürdürür. Hastanın araç kullanma durumu ise iyileşme süreci ve durumuna göre doktor tarafından belirlenmektedir.