Plika Sendromu

 

Diz eklemi içerisinde; kıkırdakla kaplı yüzeyin çevresinde, eklem sıvısının üretilip emilmesinden sorumlu olan sinovya (sinovyum) adı verilen bir doku bulunur. Plika, sinovya dokusunun katlanmasıdır. Diz ekleminin normal embriyolojik gelişim sürecinde diz içerisindeki boşlukları birbirinden ayıran, eklem zarına ait doğuştan tüm insanlarda var olan bir yapıdır. Bu yapılar ilerleyen dönemlerde küçülerek işlevsiz hâle gelir ve ortadan kaybolur. Plikalar hastaya rahatsızlık vermeden ve ağrı yapmadan ömür boyu kalabilir. Dizde medial, lateral, suprapatellar ve infrapatellar olmak üzere 4 adet plika bulunur. Ancak plika, uygunsuz bir yerde yerleştiyse hareketlerde kısıtlanmaya ve en önemlisi ağrıya neden oluyorsa o zaman bir hastalıktan söz etmek gerekir.

Belirtileri

Bu sendrom, herhangi bir sebeple plikanın kalınlaşması ve ağrılı duruma gelmesi sonucunda oluşan hastalıktır. Normal koşullarda herhangi bir rahatsızlığa sebep vermeyen plikalar, dizin burkulması, aşırı merdiven çıkma, çömelme, koşma, bisiklete binme, tekrarlayan aşırı yüklenmeli çömelme tarzında hareketlerin sık tekrarlanması, spor aktiviteleri, travmalar ve geçirilmiş operasyonlar sonucu yaralanır. Yaralanma sonrası diz şişer, bir süre ağrı olur ve iyileşir. Ancak iyileşmesi sonrasında sert fibrotik dediğimiz yeni bir skar dokusu oluşur. Bu sert dokunun eklem yüzeyine teması zaman içinde günlük hayatta bile kıkırdağın aşınmasına ve temas ettiği eklem yüzeyinde oluk tarzında çökmelere yol açar. Diz kapağı bu sert yapı nedeniyle aşınmaya başlarken karşı eklem yüzeyindeki düzensizlik zamanla ağrı vermeye başlar. Plika ağrılı duruma geldiğinde buna “plika sendromu” adı verilir.

 

Plika sendromu, oldukça sinsi bir hastalıktır. En önemli belirtileri; diz önünde ve diz çevresinde ağrı, takılma hissi, atlama hissi, dizden ses gelmesi, kimi zaman da kilitlenme şeklinde sıralanabilir. Plika sendromu olan hastalar; özellikle merdiven çıkarken ağrı hissederler, oturduklarındaysa bacaklarını uzatma ihtiyacı duyarlar (kondromalazi patella ile de ilişkilidir).

Plika sendromları içinde en sık şikâyete sebep olan medial plika sendromudur. Bu hastalıkta hastalar ağrıyı genellikle diz kapağının iç kısmında hissederler. Merdiven inip çıkarken hastanın şikâyetleri genellikle artar. Hastalar dizde takılma, kilitlenme ve bazen şişlik gibi şikâyetler hissedebilir.

 

Plika sendromu dizde görülen diğer problemlere nazaran daha az görüldüğü için hastalığın tanısı dizde daha sık görülen menisküs ve kıkırdak sorunları gibi diğer hastalıklar dışlandıktan sonra konulur. Muayene ve görüntüleme yöntemleri sonucunda yukarıdaki şikâyetler, benzer şikâyetleri olanlarda başka bir sebep bulunamazsa ve MR bulguları da hastalıkla uyumluysa plika sendromu tanısı konulabilir.

 

Tedavide öncelikle cerrahi dışı yöntemler tercih edilir. Ağrı kesiciler, egzersizler ve çoğunlukla fizik tedavi uygulamaları oluşturur. 3-6 ay arasında konservatif tedavilere cevap vermeyen hastalarda artroskopik cerrahi tedavi düşünülmelidir. Bu ameliyata “artroskopik plika eksizyonu” adı verilir. Artroskopik plika eksizyonu göreceli olarak düşük riskli bir ameliyattır. Ameliyat geciktirildiği takdirde; hızlı bir şekilde kıkırdak bozulmaları, aşınmaları ve nihai olarak kireçlenme kaçınılmazdır. Artroskopi esnasında plika dokusu kesilerek uzaklaştırılır. Eşlik eden menisküs yırtığı veya kıkırdak problemlerine de eşzamanlı müdahale edilebilir.

Ameliyatın ertesi günü ilgili bacağın üzerine basarak yürümeye izin verilir. Eklem içindeki dren çekilir ve diz egzersizlerine başlanır. Yaklaşık 10 gün sonra hastanın dikişleri alınır. Hasta bu süreçten sonra araç kullanmaya başlayabilir. Birkaç hafta içinde diz güçlendikten sonra hasta, normal yaşamına döner ve ardından spor aktivitelerine başlayabilir.

 

WeCreativez WhatsApp Support
Müşteri destek ekibimiz sorularınızı yanıtlamak için burada. Bize herşeyi sor!
👋 Merhaba, nasıl yardımcı olabilirim?